istanbul avukat mustafa keskin maltepe avukat hukuk bürosu ana menü logosu

Copyright © 2025 mustafakeskin.av.tr

istanbul avukat mustafa keskin maltepe avukat hukuk bürosu sayfa yükleme animasyonu

Göçmen Kaçakçılığı Suçu (TCK 79) | İstanbul Avukat

istanbul avukat mustafa keskin maltepe avukat hukuk bürosu makaleleri

Göçmen Kaçakçılığı Suçu (TCK 79) | İstanbul Avukat

Göçmen Kaçakçılığı Suçu (TCK 79) | İstanbul Avukat

Göçmen kaçakçılığı suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 79. maddesinde düzenlenmiş olup, “Uluslararası Suçlar” başlığı altında yer alır. Bu suçun düzenleniş amacı yalnızca göçmenleri değil, aynı zamanda uluslararası kamu düzenini ve devletin sınır güvenliğini korumaktır.

Bu tür davalarda, alanında deneyimli bir İstanbul avukat tarafından yürütülen savunma süreci, hem kişinin özgürlüğünü hem de yargılamanın sonucunu doğrudan etkileyebilmektedir.

 

TCK 79 – Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Kanuni Düzenlemesi

Türk Ceza Kanunu madde 79’a göre:

“Maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkân sağlayan ya da Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkân sağlayan kişi; beş yıldan sekiz yıla kadar hapis ve bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.”

Suçun teşebbüs aşamasında kalması dahi tamamlanmış suç gibi cezalandırılır. Bu nedenle soruşturma aşamasından itibaren sürecin, ceza hukuku alanında uzman bir İstanbul avukat tarafından yürütülmesi büyük önem taşır.

 

Suçun Koruduğu Hukuki Değer

Göçmen kaçakçılığı suçu, karma nitelikli bir suçtur; hem bireylerin yaşam ve onur hakkını hem de uluslararası kamu düzenini koruma amacını taşır.

Bu kapsamda:

  • Uluslararası sözleşmelere uyum,

  • Devletin egemenlik yetkisi,

  • Kamu güvenliği,

  • İnsan haklarının korunması,

bu suçun koruma alanına girer.

Suçun Maddi Unsurları

Suçun faili bir özellik teşkil etmemekte olup herkes olabilir.

Suçun mağduru ise ulusal ve uluslararası kamudur. Yani mağduru belli olmayan suçlardan olduğundan mağdur, toplumu oluşturan herkestir. Ancak, madde metnine bakıldığında suçun nitelikli hallerinde göçmenler, suçun mağduru olarak kaleme alınmıştır. Halbuki madde gerekçesinde de belirtildiği gibi suçun düzenlenme amacı, “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi" ve "Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Göçmen Kaçakçılığına Karşı Protokol" hükümlerinin gereğidir.

Ancak, göçmen kaçakçılığı suçunun mağdurunun kim olduğu yönü tartışmalıdır. Özellikle içtima hükümlerinin uygulanmasında, suçun mağdurunun tespiti önem arz etmektedir.

Göçmen kaçakçılığı suçunda, ilk aklan gelen, mağdurun göçmenler olduğu olsa da her suçta olduğu gibi göçmen kaçakçılığı suçunda da suçun düzenleniş amacı dikkate alınmalıdır. Bu suç, uluslararası kamu düzeninin temini amacıyla düzenlenmiştir. Bu nedenle de suçun mağduru, göçmenler değildir.

Diğer yandan, her ne kadar suçun işleniş şekillerinde göçmenler genellikle zarar görüyor olsa da bu durum zorunlu değildir. Göçmenlerin gayet sağlıklı ve çok iyi koşullarda da yasa dışı yollardan ülkeye sokulması/çıkarılması/barındırılması söz konusu olabilir ve bu hallerde de suç oluşur. Dolayısıyla bu suçun asıl mağduru uluslararası kamudur. Göçmenler ancak suçtan zarar gören olabilirler. Yargıtay’a göre de göçmenler suçun mağduru değil, suçun konusudur. Bu bağlamda, göçmen kaçakçılığı suçunun konusu, seçimlik hareketlerin gerçekleştirildiği kişiler, yani maddi başlığında göçmen olarak belirtilen yabancı veya Türk vatandaşıdır.

Aslında göçmen kelimesi; kendi ülkesinden ayrılarak yerleşmek için başka ülkeye giden, anlamına gelmektedir[6]. Seçimlik hareketlere bakıldığında ise suçun konusu olan kişilerin mutlaka, günlük dilde kullanılan göçmen kavramına karşılık gelmediği anlaşılmaktadır. Bu yönden madde başlığı, içeriği tam olarak yansıtmamaktadır. Özetle, suçun konusu olan kişiler, seçimlik hareketlere konu olabilen herhangi bir kimsedir.

Suçun faili ve mağduru aynı kişi olamayacağından, suçun mağduru konumundaki göçmenler fail olamazlar. Ancak mağdur olan göçmen, suçun failleri ile iş birliği içerisindeyse diğer kişilere karşı bu suçu işlemiş olacağından fail olabilir.

 

Suçun Manevi Unsurları

Bu suçun oluşabilmesi için failin maddi menfaat elde etme amacıyla hareket etmesi gerekir. Bu yönüyle özel kastla işlenebilen bir suçtur.
Failin gerçekten menfaat elde edip etmediği değil, amacının maddi yarar sağlamak olması suçun manevi unsurunun varlığı için yeterlidir.

Bir İstanbul ceza avukatı, savunmasında genellikle şu stratejiyi izler:

  • Failin maddi menfaat kastının bulunmadığı,

  • Eylemin yalnızca insani veya zorunlu sebeplerle yapıldığı,

  • Göçmenlerin hayatını kurtarmak amacıyla hareket edildiği,

hususlarını ortaya koyarak müvekkilin ceza sorumluluğunu azaltmayı hedefler.

Nitelikli Haller

TCK 79/2 ve 79/3’e göre ceza aşağıdaki durumlarda artırılır:

  • Göçmenlerin hayatı bakımından tehlike oluşturulması,

  • Onur kırıcı muamele altında suçun işlenmesi,

  • Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi,

  • Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi.

Bu hallerde verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılır.
Ayrıca suçun bir tüzel kişi faaliyeti kapsamında işlenmesi halinde, tüzel kişiye özgü güvenlik tedbirleri uygulanır.

Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Haller

Göçmen kaçakçılığı suçunda, bazı özel durumlar ceza sorumluluğunu kaldırabilir veya hafifletebilir.

Örneğin:

  • Failin maddi menfaat amacı gütmemesi,

  • Zorunluluk hali içinde hareket etmesi (örneğin göçmenlerin hayatını kurtarmak),

  • İnsani yardım kastıyla eylemi gerçekleştirmesi,

durumlarında suçun manevi unsuru oluşmayabilir.

Bu nedenle, dosya kapsamındaki delillerin doğru değerlendirilmesi ve olayın insani yönünün ortaya konulması için deneyimli bir İstanbul avukat desteği son derece önemlidir.

Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Yetkili Mahkeme

Suçun temel şekli bakımından görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
Ancak suçun örgütlü veya nitelikli şekilde işlendiği durumlarda, yargılama Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılır.

  • Temel ceza: 5 yıldan 8 yıla kadar hapis ve 1.000–10.000 gün adli para cezası.

  • Nitelikli hallerde: Ceza yarısından bir katına kadar artırılır.

  • Teşebbüs halinde: Suç tamamlanmış gibi cezalandırılır.

  • Tüzel kişi faaliyeti: Güvenlik tedbirleri uygulanır.

Cezanın belirlenmesinde göçmen sayısı, olayın tehlike derecesi ve failin kastı dikkate alınır.

Göçmen kaçakçılığı suçu, hem ulusal hem de uluslararası boyutu olan, yüksek cezalar öngören ciddi bir suç tipidir. Bu nedenle bu tür soruşturma ve davalarda profesyonel İstanbul avukat desteği almak hayati öneme sahiptir.

Deneyimli bir ceza avukatı, dosya kapsamındaki delilleri değerlendirerek müvekkil lehine en uygun hukuki stratejiyi belirler; gerekirse istinaf ve temyiz aşamalarında savunmayı sürdürür.

Her dosya kendine özgü olduğundan, göçmen kaçakçılığı suçuna ilişkin tüm süreçlerde İstanbul ceza avukatı ile profesyonel danışmanlık alınması en doğru adım olacaktır.

Bu suçla korunan hukuki değer, karma nitelik taşır. Esasen suçun düzenleniş amacı, uluslararası kamu düzenini sağlamaktır. Madde gerekçesinde de suçun, ilgili uluslararası sözleşmesi gereği ihdas edildiği belirtilmiştir. Ne var ki bu suçun işleniş şeklinde göçmenler genellikle onur kırıcı muameleye maruz kalmakta veyahut da çok zor şartlar altında uzun zaman geçirmektedirler. Dolayısıyla göçmen kaçakçılığı suçunda; hem göçmenlerin hayatları, vücut bütünlükleri, malvarlıkları korunmakta hem de ulusal ve uluslararası kamu düzeni korunmaktadır

 

 

Etiketler: Göçmen Kaçakçılığı

Whatsapp İletişim Ara